Projenin temeli, tarihi bir yapının restore edilmesi ve ona komşu yeni bir binanın inşa edilmesi üzerine kuruldu. Bu yaklaşımımızda, geçmişin anıları ve bugünün yenilikçi vizyonu birleşti. Restorasyon süreci, orijinal yapının tarihi dokusunu korumak için özenle gerçekleştirildi. Her bir ayrıntı, geçmişin esintilerini hissettirmek ve özgün karakterini yansıtmak için titizlikle incelendi. Restorasyon, kültürel mirasımızı koruma misyonumuzun bir ifadesidir.

Ancak, sadece geçmişi yeniden canlandırmakla yetinmedik. Modern eğitim anlayışımızı desteklemek ve geleceğe yönelik fikirlerimize bir zemin oluşturmak amacıyla, yeni bir bina da inşa ettik. Yeni bina, çağdaş mimari yaklaşımlarla tasarlandı ve ilhamını çevreleyen tarihi yapıdan aldı. Bu iki bina arasındaki denge, estetik bir uyum sağlarken, zamansal bir yolculuğa davet ediyor.

Bu yeni üniversite binası, ilham dolu öğrenme ortamları sunuyor. Geniş ve ferah sınıflar, öğrencilerin yaratıcılıklarını ifade etmelerine ve keşfetmelerine olanak tanırken, çağdaş laboratuvarlar ve teknolojik altyapılar, araştırmalarını sınırların ötesine taşımalarına yardımcı oluyor. Ayrıca, sosyal etkileşimi teşvik eden çok amaçlı salonlar ve açık hava mekanları da öğrencilerimizin bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunabilecekleri ve dayanışmayı güçlendirebilecekleri alanlar sunuyor.

Biz, bu binayı sadece bir yapı olarak değil, bir öğrenme ve keşif merkezi olarak görüyoruz. Burası, geleceğin liderlerinin yetişeceği, düşünce ve yeniliklerin yeşereceği bir yer olacak. Öğrencilerimizin vizyonlarını gerçekleştirebilmeleri ve topluma katkıda bulunabilmeleri için en uygun ortamı sağlamak bizim önceliğimizdir.